23 Aralık 2012 Pazar

Kısaca 2012 ve 2013'ten İstediklerim

Bu yıl ne kadar hızlı geçti. Yeni yıl isteklerimi belirttiğim ŞU yazıyı daha dün yazmışım gibi geliyor.Listeye baktığımda genel olarak isteklerim gerçekleşti mi, ıı.. hayır.Ama 2012'yi tanımlamam gerekirse benim için ilklerin yılı oldu.Kendimden beklemediğim bir sürü şey yaptım.Kesinlikle benim hatırımda olan bir yıl olacak.
 E hadi o zaman şuan herkes benim 2012'de neler yaptığımı ve 2013'ten neler beklediğimi öğrenmek için can attığına göre başlayalım :P

11 Aralık 2012 Salı

Ankara Kitap Fuarı

Bu sene benim için bir ilk gerçekleşti.İlk defa kitap fuarına gittim.Antakya'ya hiç gelmezdi, geliyorsa da ben bilmiyordum.
Fuar kesinlikle benim için farklı bir deneyimdi.Etrafta o kadar kitap, farklı insanlar... Mal gibi liste yapmadan gittiğim için çok pişmanım.Bu yüzden sadece 6 kitap alabildim.Bu yazı ise benim fuar maceram ve aldığım kitaplardan oluşacaktır.İyi okumalar :)

6 Eylül 2012 Perşembe

Once Upon a Time


Once upon a time başlamak için tereddüt ettiğim dizilerden biriydi.Bunun en büyük nedeni daha ilk sezonunun yayınlanmış olmasıydı.Genelde bir diziye başlamadan önce o dizinin son durumu nasıl onu öğrenirim.Çok mu sıkıcılaşmış yoksa çok daha iyi mi olmuş ? Fakat daha ilk sezonu yayınlanmış bir dizinin gelecek sezonları nasıl olur bilemem.Dizileri de bırakmayı pek sevmiyorum.İkinci nedeni ise birinci nedenle ilgili şüphelerimi  daha da arttırdı.Dizinin yapımcılarından bazılarının Lost'un da yapımcılarından olması!! Evet bizim bildiğimiz Lost. Hani şu harika başlayan ve bir tv efsanesi olarak bitebilecekken fiyasko olarak nitelendirdiğim son sezon ve final bölümüyle ekranlara veda eden dizi.İşin garip tarafı bu diziyi pazarlarken sürekli ''Lost'un yaratıcılarından !'' diye bahsetmiş olmaları ki bu benim ve birçok kişinin gözünde iyi bir şey değil.

27 Ağustos 2012 Pazartesi

Six Feet Under



 American Beauty filmini  yapan ve şu sıralar popüler olan True Blood’ın da yaratıcısı Alan Ball’ın bir diğer dizisi Six Feet Under. Six Feet Under’ın ben de ayrı bir yeri olduğu su götürmeyen bir gerçek.Anlattıkları  ve anlatmak istedikleriyle beni çok etkiledi. Diziyi bitirmeme rağmen etkilemeye  de devam ediyor.

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Buz Devri 4: Kıtalar Ayrılıyor

Puanım:7.3


Yazın beklenen filmlerinden Buz Devri 4, üç gün önce vizyona girdi.Ben de izleme şansı buldum. (arkadaşlarım istediği için iki kere izledim hatta.) Bir animasyon sever olarak, çoğu kişinin aksine Buz Devri serisi bana pek hitap etmezdi normalde.Ama tesadüf eseri 3. filme gittiğimde çok eğlenmiştim ve ilk defa dikkate almaya başlamıştım bu seriyi.Doğal olarak bu filmle ilgili de beklentilerim vardı.Görüşlerimi anlatmadan önce kısaca konusundan bahsedeyim :

2 Haziran 2012 Cumartesi

The Vampire Diaries

Vampire Diaeries'e başlamam biraz zaman aldı.Açıkçası kendim erteliyordum. Çünkü hakkında hiç iyi şeyler duymamıştım.Duyduklarımdan sonra da ''ergen hevesi'' deyip geçiştirmiştim. Fakat zevklerimizin çok benzediği bir arkadaşım bana bu diziyi tavsiye edip üstüne ısrar edince izleyeyim bir dedim. Peki ne mi düşündüm ???

7 Mayıs 2012 Pazartesi

The Cabin In The Woods

The cabin in the woods'u izleyeli bir süre geçti aslında.Hakkında yazmayı düşünmüyordum. Tam Avengers ile ilgili bir yazı yazacakken ' şimdiye kadar açılış haftasında en çok hasılat yapan filmi mi tanıtayım ? ' dedim ve Cabin in the Woods ile ilgili bir şeyler yazmak istedim çünkü  bu film hak ediyor.

27 Nisan 2012 Cuma

Yeraltı Günlükleri Serisi



Tıpkı herkes gibi benim de Açlık Oyunları serisi ile tanıdığım Suzanne Collins'in başka bir serisi daha olduğunu duyduğumda merak etmiş ve beklentilerimi düşürerek de olsa ilk iki kitabı okumuş ve diğer kitapları beklemeye başlamıştım.Son kitabı da  geçtiğimiz günlerde bitirince, bu seri hakkında da bir şeyler yazmam gerektiğini düşündüm.

8 Nisan 2012 Pazar

Sen to Chihiro no kamikakushi



Japon sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri ve yapılmış en iyi animasyonlardan biri olarak kabul edilen ve yönetmeni Hayao Miyazaki olan, Imdb'de Toy Story 3'nin ardından (toy story 44, spirited away 45. Puan olarak spirited away daha yüksek fakat oylayanların sayısı farklı.) en yüksek puana sahip animasyon filmi olan Sen to Chihiro no kamikakushi , kısa adıyla Spirited Away, açıkladığım nedenlerden dolayı merak ettiğim bir filmdi.
Çekileli 11 yıl olan fakat benim dün izleyebildiğim bu film kesinlikle bir yazıyı hak ediyor.


25 Mart 2012 Pazar

The Hunger Games

2010'un sonlarında, sınav stresi gitgide yaklaşırken, yazılılar ve deneme sınavları peş peşe gelirken her biri 380-400 küsür sayfa olan romanlarının her birini iki günde bitirdiğim bir seriydi Açlık Oyunları.Okuyacak bir şeyim olmadığı zaman bile üçlemeden herhangi bir kitabı açıp sıkılmadan okuduğum oldu.İşte bu söylediklerimden dolayı film haberini duyduğum andan beri bu filmi bekliyordum ve sonunda çıktı.Kötü olduğunu düşündüğüm ya da daha iyi olabileceğini düşündüğüm yerler de vardı bu filmde ama hatalarıyla da beraber büyük resme baktığımda şunu söyleyebilirim: Filmi beğendim.

16 Mart 2012 Cuma

Bıçak Sırtı

Tess Gerritsen

İlk defa Tess Gerritsen okudum.Tess Gerritsen ile Bıçak Sırtı gibi hoş bir kitapla tanıştığım için çok memnun oldum. :P
Kitabı okurken bir karar aldım. İlk defa okuduğum yazarları bloguma yazarken -ne kadar ünlü olurlarsa olsunlar- onları kısa bir şekilde tanıtacağım.Tess'e ve kitap hakkındaki düşüncelerime geçeceğim ama önce  kitabın konusu....


26 Şubat 2012 Pazar

Modern Family

Emmy ve altın küre ödüllü komedi dizisi Modern Family, şu sıralar en çok güldüğüm şey.İlk başta Oprah Winfrey show'da (-,-) görmüştüm.Bir süre sonra ilk bölümün birazını izliyordum ama bir işim mi ne çıkmıştı kapatmıştım. Çok da beğenmemiştim. Aylaaar sonra ve ben her yerde 'Modern Family  çok komik, gülmüyorum anırıyorum hoahohaoahoa' gibi  şeyler duyduktan sonra ciddi ciddi başlamaya karar verdim.Çok iyi yapmışım ! İlk başta beğenmediğim ilk bölümde bile güldüm. Kısa bir süre içerisinde de ilk iki sezonu bitirdim. Bilmeyenler için konusu şöyle:

8 Şubat 2012 Çarşamba

Beş Küçük Domuz

Agatha Christie


 Yetenekli,yakışıklı ve gayet çapkın olan ressam Amyas Crale öldürülür.Karısı suçlu bulunur ve hapse girer. Bundan 16 yıl sonra Amyas ve Caroline'nin kızı Carla, Hercule Poirot'ya gelir ve annesinin suçlu olmadığını ispatlamasını ister.Zor olacağını bilse de Poirot 16 yıl önce gerçekleşen bu cinayeti araştırmaya karar verir.

28 Ocak 2012 Cumartesi

Glee'nin Sevdiğim ve Nefret Ettiğim Yönleri

 Başlıktan da anlayabileceğiniz üzere yazımda glee'nin beni 'gleek' yapan  ve saçlarımı yoldurtturan özelliklerini yazacağım.Bu yazının bir amacı var mı ? Yok sanırım.Sadece bunlar hakkında yazmak istedim çünkü glee'ye karşı hislerim çok karışık. Bazen ilişkileri, diyalogları her şeyi mide bulandırıcı buluyorum ama bazen de glee bittikten sonra 'çok güzeldiii' minvalinde laflar ediyor ve aptalca bir sırıtmayla hemen youtube'dan o bölümdeki şarkıları dinliyorum.
İkinci sezonu ilk sezondan daha çok beğenmiştim ama şöyle bir bakınca birinci sezonun daha güzel olduğunu anlıyorum.
Gene çok konuştum hala okuyanlar varsa başlıyoruuum ! :P Konuşmaktan unuttum. Bilmeyenler için:  GLEE


13 Ocak 2012 Cuma

En Karizmatik Buffyverse Kötüleri

Liste yapmayı uzun zamandır istiyordum. Ama herhangi bir konuda liste yapacak kadar bilgim yok.Bu yüzden yapmıyorum. Çünkü biliyorum başıma gelecekleri. Yapacağım yapacağım sonra yeni diziler izledikten sonra onları değiştirmek isteyeceğim, yaptığıma pişman falan olacağım. O yüzden belli bir dizi bilgim olmadan listelere girmeyi pek istemiyorum.Fakat bu liste, yaratıcısının Joss Whedon olduğu aralarında bağlantı bulunan yani aynı evrende geçen Angel ve Buffy the vampire slayer dizileri hakkında. Ben de bu harika dizileri izlediğime göre onları kapsayan bir liste yapabilirim.Bu iki diziyi de aşırı seviyorum.Bu listede de Joss Whedon'ın muhteşem karakterleri arasından en karizmatik 'kötüleri' ayrıştıracak ve kendi içlerinde sıralayacağım.
 Kabul etmek gerekir ki herkesin aslında kötülere karşı bir zaafı var.Daha bir karizmatik oluyorlar. (sorumlulukları olmadığı ve millete kahraman tripleri yapma gereği duymadıklarından sanırım) Karakterler açısından çok zengin olan bu iki dizide de bolca kötü var ve çoğu çok karizmatikler. İşte onlar:


8 Ocak 2012 Pazar

Pixar Animasyonları

Blogda animasyon sevgimi yer yer belirtmişimdir.Dün de pixarla  ilgili bir şeye bakarken yaptıkları filmleri gördüm ve birkaç tanesi hariç hepsini izlediğimi gördüm ve neden bu animasyonlar hakkında bir yazı yazmıyorum dedim.Tahmin edebileceğiniz gibi Pixar'ın animasyonlarından oluşacaktır bu yazı.Şimdiden söyleyeyim çok objektif olamayacağım.Yaşım küçük olduğundan bu filmler çıktıklarında ben de çocuktum (Oyuncak Hikayesi benden büyük mesela:) ve o yüzden benim için yerleri ayrı buradaki bazı filmlerin..
Not:Pixar'ın kısa filmler koleksiyonunu almış olsam da kısa filmlere değinmeyeceğim.
Hadi o zaman başlayalım !

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...