11 Aralık 2012 Salı

Ankara Kitap Fuarı

Bu sene benim için bir ilk gerçekleşti.İlk defa kitap fuarına gittim.Antakya'ya hiç gelmezdi, geliyorsa da ben bilmiyordum.
Fuar kesinlikle benim için farklı bir deneyimdi.Etrafta o kadar kitap, farklı insanlar... Mal gibi liste yapmadan gittiğim için çok pişmanım.Bu yüzden sadece 6 kitap alabildim.Bu yazı ise benim fuar maceram ve aldığım kitaplardan oluşacaktır.İyi okumalar :)


Dershaneden çıktıktan sonra ne yapacağımı bilemedim pek.Çünkü tek bildiğim fuarın Armada'ya yakın olduğuydu :) ben de bindim armada dolmuşuna, baktım 5-6 tane  benden büyük  abi abla :P var. Konuşmalarından anladığım kadarıyla onlar da fuara gidiyordu.Bu yüzden onların yaptıklarını yapmaya karar verdim.Sonra bu arkadaşlar lafa dalmışken kaçırmışlar birazcık uzak bir yerde indik hep beraber.Bunlar aşağıdan gitmek yerine binalar arası geçiş ? yapmak için yukarıdan gitmeye başladılar.Ben de yancı gibi onları takip ediyom tabi hahaha.Bana da bakıyor bir iki tanesi ''kim la bu'' dercesine.İşte bunlar ne yapsak nerden gitsek geçiş var mıdır diye konuşurlarken ben vazgeçip aşağıdan gitmeye karar verdim.Biraz yürüyüp geldim fuara.

Giriş 5 liraymış. Oheee e ama  bu kitap fuarı fikrine ters değil mi dedim içimden.Neyse öğrenciler ve öğretmenler ücretsiz girebiliyormuş.İçeri girdim ve ilk hissettiğim şey hayal kırıklığıydı.

İnanamadım.Biraz ilerledim ve her yerde test kitabı, din kitabı, siyaset kitabı vardı.Sürekli boğuştuğum karekök matematik kitabını görünce sinirden kahkaha attım.Sonra anladım romanlar biraz daha sağda imiş.Ama hala anlamıyorum.Kitap fuarında siyaset, din, test kitabı olmasın demiyorum ama bu kadar fazla olması beni çok şaşırttı.Yoksa tercihler mi bu yönde? İnsanlar bilim ve edebiyat yerine keçiören belediyesinin açtığı standdaki kitaplarla mı ilgileniyorlar ? Bir gün. Siyaset,din ve derslerden uzak bir gün bu kadar mı zor?


Her neyse. Romanların olduğu yere gelince keyfim yerine geldi.Ama Can yayınları ve birçok yayınevi yoktu.İndirimler de pek fazla değildi herkes %20 indirim yapıp bırakmıştı.idefix vb sitelerin sanal kitap fuarlarından alışveriş yapmak çok daha mantıklı olur aslında.Ama benim amacım o ortamı solumak yazarlar ve benim gibi kitap okumayı seven insanlarla birlikte olmaktı.Çok yorulmama rağmen eve dönüp kitaplarımı koyup bakınca tüm yorgunluğum gitti.


Kitaplardan kısaca bahsetmem gerekirse, liste yapmamıştım ve bu yüzden önceden aklımda kalan kitapları aldım çoğunlukla. Normalde seri okumayı bıraktım sadece önceden başladığım ve yeni kitabı çıkmamış olanlara devam ediyorum.Dili o kadar ağır olmayan sayfa sayısı da 400 olan true blood dizisinin uyarlandığı serinini 9. kitabı Peri Ölüsü'nü aylardır bekliyordum.Bir ara iptal mi ettiler diye düşündüm o kadar uzun sürdü çünkü çıkması.Game Of Thrones serisinin 4. kitabı da çıktı ve hemen ilk kısmı aldım.Ama biraz korkuyorum çünkü 4. kitabın sıkıcı olduğu konusunda genel bir düşünce var.Ama dizinin 3. sezonunun yaklaşıyor olmasının verdiği gazla sıkılmadan okurum diye düşünüyorum.
Barış Bıçakçı uzun zamandır okumak istediğim bir yazardı.Sinek Isırıklarının Müellifini okumak için sabırsızlanıyorum.Yiğit Özgür'ün karikatür kitabını şu sıralar gülmeye ihtiyacım olduğu için aldım.Biraz göz attım ve gülme ihtiyacımı fazlasıyla karşılayacağını anladım.Chopin üzerine notlar'ı daha önceden aldım ama henüz okuyamadım.Şu sıralar tuhaf bir şekilde sürekli klasik müzik dinliyorum.Chopin üzerine notlar'ın yanında bir de cd hediyesi vardı, bayıldım. Sınavlarımın olmadığı bir vakit müzik eşliğinde okumayı düşünüyorum bu kitabı. :)

Fuardan çıktıktan sonra tek sorun, eve nasıl gideceğimi bilmememdi.Bu sefer takip edebileceğim bir grup da yoktu.O soğukta bir 20 dakika durdum öyle.Ben niye eve nasıl gideceğimi hiç düşünmedim, o soğukta niye  oturdum ve sadece önüme baktım, neden o gün çok yürüyeceğimi bile bile bot giydim,fuara gideceğimi bile bile neden bir liste oluşturmadım, sanırım bunları hiç bilemeyeceğiz...

Sonra ablamı aradım. Abla böyle böyle nası gideceğim dedim o da armadanın ordan bin dedi.
Bu seferki sorunum ise, armadaya nasıl gideceğimi bilmememdi.Ben de bir çifte gidip armadaya nasıl gideceğimi sordum.Adam gayet cool bir şekilde eliyle bakın şurdaki cam bina dedi ve ben koskocaman 'ARMADA' yazısını nasıl göremediğimi düşündüm.Bir 20 dakikada böyle geçtikten sonra yürüdüm geldim armadanın oraya.Sonra bir üst geçit vardı, bir flashback ile ablamın bana üst geçitten bahsettiğini hatırladım ve kendimle gurur duyarak adeta Daniel Craig havasında üst geçidi geçtim ve durağımı bulabildim.Evet müdür yardımcımı yolda da görsem, bir gün sonra sınava girecek de olsam, o gün ben kazanmıştım.Artık huzur içinde eve gidip klasik müzik eşliğinde kitap okuyup entellik patlaması yaşayabilirdim.

Hayatta her şey planladığınız gibi gitmezmiş o gün bunu anladım.Eve gelince annem ''ay kulakların ne kadar üşümüş yavrum'' deyip artık korkmaya başladığım garip çay koleksiyonundan bir çay yaptı.Ablam odasında son ses müzik dinleyerek liseli ruhunu yaşatmaya çalışıyor, babam ise ısrarla o kadar kitabın içinden her zamanki gibi vampir kitabıma takıyor ve sofinin dünyasını okumamı 168442374230. defa söylüyordu.

Olsun, hayat güzeldi ve o zaman tek önemli olan buydu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazabildiğiniz kadar yazınnn

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...