3 Ağustos 2011 Çarşamba

Glee

Glee garip bir dizi.Kesinlikle favori dizim değil fakat izlediğim dizilerden hala yayınlanmakta olan tek dizi diyebilirim.(HIMYM'yi saymıyorum daha 2. sezona başlamadım bile)Son derece klişe olaylar gerçekleşse bile mantığınızı yenebilirseniz son derece eğlenceli bir dizi.Aldığı hayvanlar kadar ödüllerde kaymağı.


Ohio'da ispanyol hocası  Will Schuester, eskiden kendisinin de içinde bulunduğu ve kendi zamanında çok popüler bir gösteri korosu olan glee kulübünü eski ihtişamına (!) kavuşturmak istemektedir. Aptal amigo kızlar ve götü kalkmış ukala futbolcular tarafından ezilen fakat hayvanlar gibi yetenekli bir grup öğrenci bu kulübe katılır.Yüzlerine içecek fırlatılırken aynı zamanda yarışmalara hazırlanmaya çalışır gleelerimiz. İşte konu böyle bir şeyler.Glee popüler müzikal. (böyle bir şey var mı bilmiyorum ben uydurdum). Bunun nedeni ilk olarak the sound of music gibi çoğu müzikalin aksine herkesin ara ara ''ergen tripleri''ne girmesi ve  şarkıların genelde pop ağırlıklı olması. Bazı kişiler bundan rahatsız da olsa zaten müzik zevki berbat olan ben için hiçbir sorun yok.Pop sevmeyenler için söyleyeyim ara sıra  farklı tür şarkılar da oluyor.(Mesela ispanyolca hocamız ve konuk oyuncu olan Neil Patrick Harris, Joss whedon'ın yönettiği bir bölümde aerosmith'n  dream on şarkısını seslendirdiler, çok güzeldi.)Oyuncular çok çok yetenekli. Her birinin sesi çok güzel ve çoğununki çok güçlü.(Üst notalara çıkan kişileri dinlemeye bayıldığım için bu benim için çok önemli) Glee'nin çok sevdiğim bir yapısı da kendiyle dalga geçebilmesi.Tipik gençlik dizilerinin klişeleri ile çok güzel dalga geçebiliyor fakat yer yer en alasını da kendisi yapıyor.(2 gay babaya sahip kızımızın biyolojik annesinin umduğundan daha yakında olması , rakip grubun üyesinin ajanlık yapmaya çalışırken kızımıza gönlünü kaptırması) Dizi sizi iyi hissettirirken kafa da yormuyor. Geçen hafta ne olmuştu haftaya ne olacak diye kafaya takmıyorsunuz. Aç izle kapat yani .:) Çoğu yapmacık  diyaloglar ve şarkılarla birlikte dizi bittiğinde garip bir şekilde kendimi mutlu hissediyorum. Daha önce hiç sevmediğim birçok şarkıyı glee sayesinde sevdim, dinledim ve ne yazık ki söyledim. Britney spears, madonna temalı bölümler, Sue Slyvester'ın Will'in saçı hakkındaki yorumları, Brittany'nin ağzından çıkan her kelime, Santana'nın her şeyi,Puck'ın saçı, tüm bunlar birleşince her hafta 40 dakika da olsa glee beni çok eğlendiriyor.Abartılı tarzı çoğu kişiye hitap etmeyebilir ama ilk birkaç bölüm buna dayanır ve mantığınızı yenerseniz 
glee sizi çok eğlendirebilir. Ha, son olarak heather morris yani brittany'nin ŞU  videosunu izleyin ve sonra glee'ye başlayın diyorum. :) 

















     
                                                                                                                                                                                                       

2 yorum:

  1. her bölümde o kadar saçma şeyler olmaya başladı ki sinir ola ola izlediğimi fark edince bıraktım artık ben (3. sezon başlarında). bir de karakterizasyon diye bir şey yok dizide, bir karakteri sağlamlaştırıp bir sürü şey yapıyorlar, sonraki bölümün başındaysa yaşanan her şey siliniyor, inanılması acayip güç şeyler yapıp onbeş adım geriye gidiyor o karakter vs. artık sezon sonunda toplu halde falan izlerim belki ne bileyim...

    YanıtlaSil
  2. Evet yahu, tam bir karaktere yoğunlaşıyorlar bir bölüm sonra o karakteri unutuyorlar.Özellikle mi yapıyorlar anlamadım.3. sezonda beğendiğim bölümler oldu ama düşününce toplu izleme fikri çekici gelmeye başladı şimdi... Bilmiyorum yapıcaz bir şeyler.

    YanıtlaSil

Yazabildiğiniz kadar yazınnn

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...