6 Eylül 2012 Perşembe

Once Upon a Time


Once upon a time başlamak için tereddüt ettiğim dizilerden biriydi.Bunun en büyük nedeni daha ilk sezonunun yayınlanmış olmasıydı.Genelde bir diziye başlamadan önce o dizinin son durumu nasıl onu öğrenirim.Çok mu sıkıcılaşmış yoksa çok daha iyi mi olmuş ? Fakat daha ilk sezonu yayınlanmış bir dizinin gelecek sezonları nasıl olur bilemem.Dizileri de bırakmayı pek sevmiyorum.İkinci nedeni ise birinci nedenle ilgili şüphelerimi  daha da arttırdı.Dizinin yapımcılarından bazılarının Lost'un da yapımcılarından olması!! Evet bizim bildiğimiz Lost. Hani şu harika başlayan ve bir tv efsanesi olarak bitebilecekken fiyasko olarak nitelendirdiğim son sezon ve final bölümüyle ekranlara veda eden dizi.İşin garip tarafı bu diziyi pazarlarken sürekli ''Lost'un yaratıcılarından !'' diye bahsetmiş olmaları ki bu benim ve birçok kişinin gözünde iyi bir şey değil.






Tüm önyargılarıma rağmen bu dizinin ilk sezonunu çok severek izledim ve ikinci sezon için sabırsızlanıyorum !Biraz konusundan da bahsedeyim.

Once upon a time'ın konusunu duyunca ''bu ne yeaaa bebe şeyi mi buu'' diyebilirsiniz ama öyle olmadığını söylemem gerek.

Hikayemiz iki farklı paralel evrende geçiyor.Bir tanesi tüm masal karakterlerinin bulunduğu bir evren iken diğer evrende bildiğimiz dünyada geçiyor.Aslında Pamuk prensens ve yakışıklı prensin mutluluklarını bozmak isteyen kötü cadı, tüm karakterlere büyü yapıp  onları storybrooke adlı bir kasabaya hapsetmiş.Hiçbiri gerçekte kim olduklarını hatırlamıyor.
Fakat bir gün storybrooke'un dışında yalnız başına doğum gününü kutlayan baş karakterimiz Emma'nın kapısı geç saatte çalınır.Kapıda bir oğlan çocuğu vardır.


Bu tatlı velet Emma'ya onun çocuğu olduğunu söyler.Emma da yazık şaşırır eder ve senin evin nerde yavrum diyerek yaşadığı yere (Storybrook'a) götürür çocuğu.Yolda çocuk Emma'ya kötü cadının lanetini ve laneti bozmanın yolunu anlatır:Pambık prenses ve prensin çocuğu 28 yaşına geldiğinde laneti bozabilecektir.Bu kişi de Emma'dır. Emma tabiki inanmaz ve çocuğumuzu evine bırakır.Fakat çocuğun gerçekten onun olduğunu öğrendiğinde onun yaşadığı ortamı gözlemek ister.Bu veledin üvey annesi belediye başkanı Regina (ki kendisi kötü kraliçe olur) da tam bir bitch olduğundan kararından dönmez.İşte dizimiz buradan sonrasını anlatır bizlere.


Dizinin her bölümünde bir masal karakterinin hikayesi anlatılıyor ama sezona yayılan asıl olay da yavaş yavaş gelişiyor.Bu diziyle ilgili en sevdiğim şey, masalları farklı uyarlamaları.Burada pamuk prenses çıt kırıldım değil yeri gelir kılıç kullanır savaşır mesela.Ama kırmızı başlıklı kız ile güzel ve çirkinin hikayesi kanımca en başarılı uyarlamalardı.Hayran oldum resmen.
Lost'un yaptığı şey olan ortaya onlarca soru bırakıp hiçbirini cevaplamama amatörlüğünü once upon a  yapmıyor.Ortaya gizemler atılıyor fakat açıklamaları da mantıklı bir şekilde geliyor.



Eveet yukarıda pamuk prensesimizi görüyoruz.Kendisi bu fotoğrafında kezban saçlarıyla arz-ı endam etse de kendisini, özellikle storybrook'ta öğretmen olan Mary Margaret halini çok tatlı buluyorum.Pamuk prenses biraz daha güzel olabilir miydi  ?Olabilirdi ama sorun yok.

İşte storybrook'taki prensesimiz



Yukarıda  Regina, nam-ı diğer Kraliçemizi görüyorsunuz.Oynayan oyuncu (Lana Parrilla) cuk oturmuş role.Kraliçeyi de iyi canlandırıyor.


Tipinden de anlayabileceğiniz gibi bu abimiz (Josh Dallas) prens charming'i oynuyor.Kendisi masal aleminde adamın dibi olsa da gerçek dünyada odunun teki.Aynı zamanda böyle adamlar sadece masallarda olur denilerek genç kızlarımıza bir ders niteliğinde.


Veee geldik rumpelstiltskin'e. Sanırım kendisi en iyi karakter. Onun olduğu bölümler çok daha güzel ve karakteri oynayan Robert Carlyle harika oynuyor. Sırf onun hatrına birkaç bölüm izleyebilirsiniz.


Dizinin baş karakteri olmasına rağmen başta hiç ısınamadım Emma'ya (Jennifer Morrison) Bu büyük ihtimalle Jennifer Morrison'ın kendisinden.Ama artık alıştım.Kendisi de iyi oynuyor zaten.








Once upon a time lost göndermeleriyle,zekice kurgusuyla ve masal kahramanlarına yeni bir bakış açısı getirmesiyle kesinlikle disneyde yayınlanan sıradan bir masal dizisine benzemiyor.Kendine has bir şirinliği ve ciddiliği var.
Konusu itibariyle yazarların elinde çok büyük bir potansiyel var.Nitekim bunu da şuana kadar iyi kullanıyorlar  ve böylece ileride adını çok daha duyacağımıza emin olduğum, bu sezonun en iyi işlerinden biri ortaya çıkmış oluyor.Reytingleri iyi olduğundan iptal edileceğini de sanmıyorum.Bence ön yargılarınızı bir yana bırakıp birkaç bölüm izlemeyi deneyin.Zira benim ''aa çok tatlı ciddiye alınmadan izlenecek bir diziye benziyor başlayayım da biraz kafa dağıtayım'' diyerek başladığım fakat feci şekilde yanıldığım bir dizi oldu Once Upon a Time.












3 yorum:

  1. rumpelda onu canlandıran aktör de şahane, favori karakterim o sanırım. emma'ya karşı da karışık duygular içindeyim, jennifer morrison'ın kapalı parantez dudakları özellikle çok sinirimi bozuyor, takıntı oldu. beyaz atlı prens'in masal aleminde gayet iyi bir karakterken gerçek dünyada odunun teki olması hiç düşünmemiştim ama dediğin gibi bir şey olabilir hakikaten, bakınız yok gerçek hayatta prince charming gibi adamlar şeklinde bir mesaj :p güzel ve çirkin'le kırmızı başlıklı kız da gerçekten en güzel masal uyarlamalarıydı. ikinci sezon başlamak üzere sanırım ama ben sezonun sonunu bekleyip bölümleri biriktirip izlemeye karar verdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet evet, sanırım ben de ondan itici buluyordum.Arada rahatsız etse bile artık alıştım ama.Adam iki kadına ayrı sevgililer günü kartı hazırlamış ve ikisini karıştırıyor resmen odunlukta doktora yapmış :P Ben onlara ilaveten cüceninkini de hoş buldum Amy Acker faktöründen de olabilir tabi :) Aslında dizileri öyle izlemek güzel oluyor istediğin zaman arka arkaya 3-5 bölüm birden izleyebiliyorsun ama ben de hepsinin bitmesini bekleyecek sabır yok :P Bu arada doğru mu bilmem ama 2. sezonda uyuyan güzel, kaptan kanca,ariel, mulan gibi karakterler olacakmış! :P http://www.youtube.com/watch?v=4RWCOrJinL8

      Sil
  2. yorumun ilk satırındaki rumpel'ın 'da'sı ayrı olacaktı!

    YanıtlaSil

Yazabildiğiniz kadar yazınnn

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...