American Beauty filmini yapan ve şu sıralar popüler olan True
Blood’ın da yaratıcısı Alan Ball’ın bir diğer dizisi Six Feet Under. Six Feet
Under’ın ben de ayrı bir yeri olduğu su götürmeyen bir gerçek.Anlattıkları ve anlatmak istedikleriyle beni çok etkiledi.
Diziyi bitirmeme rağmen etkilemeye de devam
ediyor.
27 Ağustos 2012 Pazartesi
2 Temmuz 2012 Pazartesi
Buz Devri 4: Kıtalar Ayrılıyor
![]() |
Puanım:7.3 |
Yazın beklenen filmlerinden Buz Devri 4, üç gün önce vizyona girdi.Ben de izleme şansı buldum. (arkadaşlarım istediği için iki kere izledim hatta.) Bir animasyon sever olarak, çoğu kişinin aksine Buz Devri serisi bana pek hitap etmezdi normalde.Ama tesadüf eseri 3. filme gittiğimde çok eğlenmiştim ve ilk defa dikkate almaya başlamıştım bu seriyi.Doğal olarak bu filmle ilgili de beklentilerim vardı.Görüşlerimi anlatmadan önce kısaca konusundan bahsedeyim :
2 Haziran 2012 Cumartesi
The Vampire Diaries

7 Mayıs 2012 Pazartesi
The Cabin In The Woods
The cabin in the woods'u izleyeli bir süre geçti aslında.Hakkında yazmayı düşünmüyordum. Tam Avengers ile ilgili bir yazı yazacakken ' şimdiye kadar açılış haftasında en çok hasılat yapan filmi mi tanıtayım ? ' dedim ve Cabin in the Woods ile ilgili bir şeyler yazmak istedim çünkü bu film hak ediyor.
27 Nisan 2012 Cuma
Yeraltı Günlükleri Serisi
8 Nisan 2012 Pazar
Sen to Chihiro no kamikakushi

Japon sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri ve yapılmış en iyi animasyonlardan biri olarak kabul edilen ve yönetmeni Hayao Miyazaki olan, Imdb'de Toy Story 3'nin ardından (toy story 44, spirited away 45. Puan olarak spirited away daha yüksek fakat oylayanların sayısı farklı.) en yüksek puana sahip animasyon filmi olan Sen to Chihiro no kamikakushi , kısa adıyla Spirited Away, açıkladığım nedenlerden dolayı merak ettiğim bir filmdi.
Çekileli 11 yıl olan fakat benim dün izleyebildiğim bu film kesinlikle bir yazıyı hak ediyor.
25 Mart 2012 Pazar
The Hunger Games
2010'un sonlarında, sınav stresi gitgide yaklaşırken, yazılılar ve deneme sınavları peş peşe gelirken her biri 380-400 küsür sayfa olan romanlarının her birini iki günde bitirdiğim bir seriydi Açlık Oyunları.Okuyacak bir şeyim olmadığı zaman bile üçlemeden herhangi bir kitabı açıp sıkılmadan okuduğum oldu.İşte bu söylediklerimden dolayı film haberini duyduğum andan beri bu filmi bekliyordum ve sonunda çıktı.Kötü olduğunu düşündüğüm ya da daha iyi olabileceğini düşündüğüm yerler de vardı bu filmde ama hatalarıyla da beraber büyük resme baktığımda şunu söyleyebilirim: Filmi beğendim.
Etiketler:
Açlık Oyunları,
Film,
Kitap,
Suzanne Collins
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)