24 Kasım 2015 Salı

Jessica Jones

 Son zamanlarda iyiden iyiye patlamalarına karşın, süper kahraman filmleri aslında her zaman
hayatımızdaydı. Dürüst olayım,  genellikle pek 'süper' değillerdi. İçinde bir adet George Clooney barındıran Batman&Robin olsun, emo saçlı spider-man'dan tut da Elektra Daredevil'e kadar bir sürü süper kahraman filmi bizleri hüsrana uğrattı.

 Sonra ne mi oldu? Batman üçlemesiyle birlikte Nolan olaya müdahele etti. Eleştirmenler üçlemeyi öve öve bitiremedi, Heath Ledger Joker rolüyle oscar falan kazandı. Süper kahraman işleri tekrar sahneye çıktı. Bu sırada Dc comicsin ezeli rakibi Marvel da Iron Man filmlerinin başarısıyla birlikte kendi sinematik evrenini yarattı, olayı ayrı bir boyuta taşıdı. Televizyon dizilerini de kapsayan bu evren Jessica Jones'un da yolunu yapmış oldu.



Filmlerindeki ve dizilerindeki hava genelde espri yapan kaslı süperler olan -ki bunu negatif bir şey olarak söylemiyorum- Marvel, Netflix ile yeni diziler için anlaştığında çok mutlu olmuştum. Marvel-Netflix işbirliğinin ilk ürünü olan Daredevil'i izleyince de adeta mest olmuştum. Filmlerden farklı olan karanlık ve ciddi atmosfer tam da benim zevkime göreydi.
 Normalde yazının konusu olan ama kendisinden daha yeni bahsedeceğim Jessica Jones da Marvel-Netflix işbirliğinin ikinci ürünü. Dizisinin çekileceğini öğrenmeden önce Jessica Jones'u duymamıştım fakat karakteri biraz araştırdıktan sonra dizinin başlaması için gün saymaya başladım. Bunun iki nedeni var:
Birincisi, şu bir gerçek ki MCU'da kadın baş karakter eksiği var.  2008'de başlayan Marvel evreninde kendi dizisi/filmine sahip olan tek kadın karakter Peggy Carter. O da Captain America'nın sevdiceği. Hayatımızın her alanında yer alan erkek egemen düşünce ne yazık ki süper kahraman işlerinde de kendini fazlasıyla gösteriyor. Kadın kahramanlar sadece erkek kahramanları desteklemek için kullanılıyor. Karakterleri ve yetenekleri yerine bacakları ve aşklarıyla var oluyorlar. SNL'nin yaptığı Black Widow skecini izleyip ardından da Supergirl dizisinin fragmanını izlemenizi tavsiye ediyorum. Ne demek istediğimi en iyi böyle anlatabilirim.



 Marvel, son zamanlarda çizgi romanlarında çeşitlilik yaratmak için beyaz erkeklerden oluşan kahraman topluluğunu değiştirmeye başladı. Kadın Thor, siyahi Captain America eşcinsel Iceman gibi değişiklikleri son derece faydalı buluyorum. İnsanların bunlara itiraz etmesini de pek anlamıyorum açıkçası. 50'lerde 60'larda yaratılan karakterler doğal olarak o zamanlardaki zihniyetin ürünleri. 2015 yılında küçük bir kız çocuğunun kendini Thor ile özdeşleştirebilmesinin ne zararı var? Ki Thor karakterinden bahsedersek, ünlü çekici daha önce bir AT bile taşımış. Bir kadının taşıması neden bu kadar sorun oluyor, bunun biraz irdelenmesi lazım.



İkinci neden ise Jessica Jones'un kendi çizgi romanı. Meğerse Jessica Jones, Marvel'in yetişkinler için çıkardığı bir seriymiş. Diğer serilere göre daha sert ve daha gerçekçiymiş. Bunu da öğrenince Jessica Jones daha başlamadan radarıma girmişti bile.



Konuyu dağıtmak durumunda kaldığımdan bu biraz geç olacak ama, konusu ne bu dizinin? Dizimiz, kendisiyle aynı adı taşıyan baş karakterimiz Jessica Jones'u anlatıyor. Jessica ergenken geçirdiği bir kaza sonucunda süper güçler elde etmiş. Kendisi bir hayli kuvvetli. Uçamıyor ama yükseklere zıplıyor, normal insanlara göre daha hızlı iyileşiyor ve yine normal insanlara göre daha dayanıklı. Daha önce kahramanlık işlerine kıyısından köşesinden bulaşmış fakat insanların zihinlerini kontrol eden Purple Man isimli kötü adamın etkisine girip uzun süre onun etkisinde kalıp bir şekilde kurtulduktan sonra da bu işlerden çekilmiş. Özel dedektiflik bürosu açmış kendi çapında takılıyor. Alkol sorunu ve sarkastik bir kişiliği olan sorunlu bir karakter. Yani harika. Dizimiz ise, Jessica'nın Purple Man ile yeniden karşılaşmasını ve onu durdurma çabalarını anlatıyor.




 Jessica Jones bir dedektif dizisi. Bu açıdan kendisini ingiliz dizisi the fall ile veronica mars'ın karışımı olarak görüyorum. İçinde biraz daha sertlik ve süperlik(!) var sadece.
Peki güzel bir dizi mi?  Açıkçası Jessica Jones'un çok iyi yaptığı şeyler de var çok kötü yaptığı şeyler de. Bu tamamiyle nereden baktığınıza bağlı. Eğer Daredevil ile karşılaştırırsanız onun kadar başarılı değil. Konu bütünlüğünü sağlamada yer yer sıkıntılar yaşıyor. Vaat edilen aksiyon sahnelerini tatmin edici bir şekilde sunamıyor. Çünkü Jessica her ne kadar güçlü de olsa, birileriyle dövüştüğünde gördüğümüz şey herifleri kolundan tutup oraya buraya fırlatması. Daredevil gibi bir dövüş eğitimi olmadığından bunun olması biraz normal gerçi.
Bir de kötü adamından yeterince faydalanamıyor. David Tennant beyin oyunculuğu harika fakat dürüst olmak gerekirse yorumu birazcık fazla teatral bence. Çizgi romanlardaki saykoluk daha iyi verilebilirdi bence. Sonuçta çizgi romanlarda Purple Man sırf gürültüden rahatsız olduğu için yemek yediği restorantta garson ve aşçı dışındaki herkese nefesini tutmasını söyleyip ölümlerine neden olan, kendisi başka kadınlarla sevişirken Jessica'ya izlettirip bide üstüne Jessica'nın arzulamasını sağlayan piçin teki. Dizide de piçin teki evet. Ama süper kahraman işlerinde gördüğümüz en iyi kötü adam olabilecekken (Joker de buna dahil) en iyilerden biri olabiliyor. Karakterin sahip olduğu korkutucu hava, dizide olması gerekenden daha erken bir şekilde kayboluyor.
Bir de yan hikayelerini işleyip yan karakterleri kuvvetlendirmek istiyor fakat bunu yanlış zamanda yanlış bölümlerde yapıyor. Böyle olunca da, ''Len ortada Purple Man var siz boşanmadan bahsediyonuz'' durumu oluyor. Bu da Trish gibi hikayesi iyi düşünülmüş karakterlerin önemsizleşmesine yol açıyor.


 Jessica Jones'un sorunu da tam olarak bu. Nerede hangi hikayeyi anlatması gerektiğini oturtamadığı için mükemmel bir dizi olabilecekken potansiyelini yeterince kullanamıyor ve sadece "valla güzel dizi" konumunda kalıyor. Krysten Ritter, Mike Colter, David Tennant başta olmak üzere oyunculuklar iyi ve karakterizasyon çok başarılı. Trish, Luke Cage, Jessica gibi karakterler çok iyi yansıtılmış ve cidden bölümler ilerledikçe altlarının doldurulduğunu hissediyorsunuz. Sadece yanlış zamanlarda.




  Seks sahneleri, cici olmayan kadın karakterleri, lgbti çiftleri ve barındırdığı şiddetle Jessica Jones, MCU evrenine bir sürü yenilik getiriyor. Bunları göz ardı etmemek lazım. Yapımcılar yeni bir şeyler yapmak için uğraşmışlar, bu yer yer diziye zarar verse de öncülük yaptıkları için tebrik etmek lazım. Benim diziyle ilgili beklentilerim çok büyüktü, bu yüzden birazcık hayal kırıklığına uğradığım şeyler oldu. Ama duygusal bakmadığımda Jessica Jones, halihazırdaki süper kahraman dizilerinin/filmlerinin arasından güçlü karakterleri ve beklenmedik sertliğiyle sıyrılıyor. Alışıldık kadın kahramanlardan olmayan birinin ana karakter olması bile, alkışlanacak bir durum.


6 yorum:

  1. netflix işbirliği daredevil ile büyük çıkış yaptı Standardı korumaları zor ama yenilikler dahilinde jessica jones da kendine iyi bir yer bulacak gibi. Güzel yazı :) çok ara vermeden devamını bekliyoruzz

    YanıtlaSil
  2. valla çok sevdim, çok teşekkürler tavsiye için. belki başlarken bir beklentim olmadığı, çizgiromanı, hatta karakterleri bile daha önce bilmediğim için saydığın eksikler bana hiç batmadı -jessica'nın dövüşürken adamları kollarından tutup tutup atması gözüme çarpmadı değil gerçi :p

    5 bölüm izledim şimdilik, daredevil'ı da çok sevdim diye başlayıp 11. bölümün ortasında sıkılıp bırakmıştım gerçi ama :) yok yok, daredevil'a göre çok daha fazla ilgimi çekti, belki süper kahraman kıyafeti, maskesi, kahramanın kahramanlık kompleksi olmadığı için, ve bir de kadın süper kahraman dizisi olduğu için olabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne demeek! Umarım dizinin kalan yarısını da beğenmişsindir. Sadece bana mı böyle geliyor bilmiyorum ama süper kahraman kıyafetleri ve kıyafetlerle birlikte gelen kahramanlık tripleri bana özellikle dizilerde çok batıyor. Jessica'da bunların olmaması dediğin gibi daha ilginç.

      Sil

Yazabildiğiniz kadar yazınnn

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...