16 Haziran 2011 Perşembe

Cadı Ölüsü

Malum sınavlar falan da olunca uzun zamandır kitap okuyamıyordum.Alsam da hangi kitabı alacağımı bilmiyordum bende seriyi devam ettirip Güneyli Vampir Serisi'nin  dördüncü kitabı Cadı Ölüsü'nü bitirdim.Bilmeyenler için, True blood dizisinin kitabıdır Güneyli Vampir serisi.Ama ben birkaç yerden dizinin iyi olmadığını öğrendiğimde müthiş bir irade gösterisi (!) sergileyerek  diziye bulaşmadım.Bulaşsam meraktan iyi kötü tüm sezonları izlerim. Zaten dizinin süresi uzun bende In treatment'e  (harika bir dizi) bağlıyım. Başka bir zaman belki izleyebilirim.Her neyse , bu kitapta Sookie yolda koşan birini buluyor. Adam geçmişine dair hiçbir şey hatırlamıyor. Peki bu kim dersiniz ? Bizim Vampir Eric'ten başkası değil. Bill'den ayrılmış Sookie bu ''Yeni Eric''e bakıcılık yaparken aynı zamanda ondan biraz da (tamam çook fazla) hoşlanıyor.Beladan kurtulmaya çalışırken birden vampir kanı içmiş psikopat kurtadam cadılardan Eric'i korumaya çalışırken buluyor Sookie kendini.
2. ve 3. kitapla hızla yükselen Charlaıne Harrıs bu kitapta da istikrarını bozmamış ve güzel bir kitap yazmış.Sookie'nin karakter gelişimi harika. Eric'i de geliştirmiş diyeceğim ama saçma olur çünkü yeni Eric eskisinin tersi neredeyse. Yani teknik olarak Harrıs yeni Eric'i geliştirmiş. Eskisi hakkında fazladan bir şeyler bilmiyoruz ama beşinci kitapta da Eric'i çok göreceğiz gibime geliyor. Bill karakterini hiç sevmeyen biri olarak bu kitapta çok az karşımıza çıkmasına sevindim.Cinsellik diğer kitaplarda olduğu gibi bu kitapta da var. Biraz daha az ama öz (!?) Vampirler,kurt adamlar,şekil değiştiricilerden sonra bu kitapta Cadıları öğrendik. Cadılar biraz fazla yüceltilmişti ama ana  savaşta pek bir numaralarını da göremedik.Üçüncü kitapta Sookie bir telepatla zihin aracılığı ile konuştuğunda Sookie'nin ileriki kitaplarda telepatlığını geliştireceğini düşünmüştüm ama pek bir şey olmadı.Vampirlerin ne kadar iyi seks yaptığını kurtadam/kadınların da özelliklerini öğrendik ama  biraz da Sookie'nin güçlerini öğrensek fena olmaz gibi geliyor.Harrıs'in kitabın başlarında çaktırmadan eski kitaplarda neler olduğunu ve karakterlerin kimler olduğunu hatırlatması da hoşuma gidiyor. Hafızama güvenirim ama kitaplarda  şu kimdi bu neden olmuştu dediğim çok olur. Bazı yazarlar sanki kitabı dün okumuşuz da her şeyi hatırlıyor muşuz gibi anlatınca  sevmiyorum ama neyse ki Harris öyle yapmıyor.Not: kitap isimlerinin çevirileri berbat. ''Ölüsü'' kelimesine takmışlar resmen. Gündüz Ölüsü,Şehir Ölüsü, Kulüp Ölüsü, Cadı Ölüsü ne ya ? Hele beşinci kitabın ismi en saçma olanı : Ölüler Ölüsü !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazabildiğiniz kadar yazınnn

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...