Sonunda güneyli vampir serisinin 6. ve serinin düne kadar ülkemizde en son yayınlanan kitabını bitirdim.Her kitabı bir öncekinden daha güzel olan bu serinin 6. kitabı benim seride en sevdiğim kitap oldu.Bu kitap ile beraber her şeye rağmen, ciddi ciddi True Blood'a başlasam mı diye düşünmüyor değilim...
Bu defa Sookie, Orleans kraliçesinin gözde vampiri kuzeni Hadley öldürülünce, onun mirasını almak için Orleans'a gidiyor.Sookie bir yandan kuzeninin hayatına fazla burnunu sokmamasını isteyen kişilerle, kendisine gönderilen fakat birtakım sebeplerden dolayı alamadığı mektuplarla, bir yandan uğradığı birkaç küçük (!) saldırıyla uğraşmak zorundadır...
Normalde bu kitaplarda çözülmeyi beklenen birkaç olay oluyor.Serideki kitapların bu polisiye tarafı her zaman ayrı bir zevk katıyor.Bu sefer kitabın polisiye yönü daha fazla. -hayır kesinlikle bir itirazım yok- Polisiye yönünün daha fazla olmasıyla beraber bu kitap serinin diğer kitaplarına göre çok daha komik ve eğlenceli.Forumlarda ve bloglarda okuduğum kadarıyla dizideki Sookie son derece gıcık bir karakter. Fakat kitapta zeki, geleneklerine bağlı ve yeri geldiğinde bencil olabilen bir karakter.Zaten Sookie karakteri,seriyi okuma sebeplerimin büyük bir yüzdesini elinde tutuyor.Bu kitapta daha çok sevdim Sookie'yi.
Sookie stackhouse serisi son derece eğlenceli çerezlik kitaplardan oluşuyor. (en azından benim okuduğum ilk altısı) True blood izleyenler ve Twilight kitaplarını okuyup beğenenler, bence bu seriyi okumalılar. Birkaç bölüm incelemesinden okuduğum kadarıyla True blood'ın kitabıyla alakası yok. Sürekli birine muhtaç,kendi başına hiçbir şey beceremeyen mızmız Bella'dan sonra da Sookie herkese ilaç gibi gelecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazabildiğiniz kadar yazınnn