Utanarak söylüyorum : İlk defa Auster okudum.Fakat kesinlikle son olmayacak.Yaz telaşına rağmen (inanın yazın bizim ev çook kalabalık olur) kısa bir sürede okuyup bitirdim kitabı. Bitirdiğimde bir garip oldum, tadı damağımda kaldı. İleride sakin bir kafayla oturup bir daha okuyacağım bu kitabı ve o zaman daha çok zevk alacağımdan eminim.
Romanın konusunu anlatmak çok zor. Bu yüzden karakterler üzerinden gideceğim.Romanın büyük kısmı romanın 3 anlatıcısından 2'sinin (Jim ve Walker) mektuplarından ve Walker'ın eski dostu ve şuan ünlü bir yazar olan Jim'e kendi yazdığı romanının nasıl olduğu -yada daha çok ne yapması gerektiğini- hakkında fikrini almak için gönderdiği kitap taslağından oluşuyor.Kitabın adı Walker'ın hayatında çok önemli bir yıl olan 1967. 1967 kitabı, adından da anlaşılacağı üzere Walker'ın 1967 yılında tanıştığı Rudolf Born'la ve Born'un seksi sevgilisi Margot'la olan karmaşık ilişkilerini anlatıyor.(sonradan Walker'ın ablası Gwyn ve Born'un üvey kızı Cecile'de dahil oluyor bu gruba)Görünmeyen 1967 kitabından ibaret değil. Jim kitabı okuduğu zaman bizde kitabı okumuş oluyoruz.Kitaplarda ana karakter Walker ve Walker'ın gözünde diğer insanların nasıl oldukları hakkında az biraz fikrimiz oluyor.Ama kitabın bazı kısımlarının başka karakterler tarafından anlatılması, onların düşünce tarzlarını ve Walker'ın diğer insanların gözü önünde nasıl biri olduğunu anlamamızı sağlıyor.
Yazının bu paragrafını kitabı okumayanlar sakııın okumasın ! Gözünüz kaymasın diye anlamsızzca şeyler yazıyorum. SPOİLER*
Kitabı bitirdikten sonraki 2 dakika çok garipti benim için.Biraz daha istiyordum. Çünkü ucu açık bırakılmış gibi olan olaylar vardı.Fakat ben çok düşünmeyip kitapta ne yazıyorsa onu kabul etmem gerektiğini düşündüm. Jim ensestin olduğuna inanıyor.Buna bende inanıyorum. Sanırım hiç kimse aradan kaç yıl geçse bile az tanıdığı birine, ölmüş kardeşinin kitabında yazdıklarının kendiyle olan kısımlarının -özellikle ensestin- doğru olduğunu söyleyemez.Ölen kardeşleri Andy yüzünden birbirlerine bağlanan -fazla bağlanan- Walker ve Gwyn arasında ikisinin gerçek sandığı bir tutku olduğu açık.Hormonlar ve yalnızlık yüzünden denedikleri ''büyük deney'' aralarındaki ilişkiyi sağlamlaştıran ve 1967'deki ilişkilerine cesaret veren bir olay.Born konusuna gelirsek Born'un Cecile Juin'e söylediği her şeyin doğru olduğunu düşünüyorum.Margot'un (1967'den sonra Margot'u görebilmeyi çok isterdim bu arada)Walker'a anlattıkları ve özellikle Walker'ın sınır dışı edilmesi -1967 Paris'inde bile tanıdığı çok olan bir profesörün birini sınır dışı ettirmesi neredeyse imkansız..- son olarak da Born'un boş boğazlığı her şeyi açıkça gösteriyor. Bir yanım söylediklerimin hepsinin yanlış olma ihtimalini bilse de o yanımı susturmaya çalışıyorum. :)
SPOİLER*
Dediğim gibi, okuduğum ilk Auster kitabıydı Görünmeyen. Ve tekrar söylüyorum, son olmayacak... Görünmeyen mutlaka okunması gereken gayet akıcı bir kitap. Fakat şimdiden söyleyeyim arka kapağı okumayın ! Sadece bir kelime 90. sayfalarda olan bir olayı açık ediyor.Okuyucu, söylediğim sayfalardaki olayı önceden bilmeden okusa daha heyecanlı olabilir. Auster seviyorsanız ve bu kitabı okumamışsanız okuyun. Auster okumamışsanız da okuyun :) Ben şimdi Son Şeylerin Ülkesinde ve New York Üçlemesini okumak istiyorum. Duyduğuma göre onlar da leziz Auster kitaplarından.Siz Auster severler: Sizce hangi Auster kitaplarını okumalıyım ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yazabildiğiniz kadar yazınnn